Hatay’da görevli Fransız birlikleri 7 Temmuz 1939 günü Hatay’dan ayrıldı. Antakya’da, 23 Temmuz 1939 tarihinde TBMM adına gelen heyetle beraber yapılan, Fransız ve Türk kıtalarının katıldığı anavatana katılma töreninde, kışladan Fransız bayrağı indirilerek Türk Bayrağı çekildi. Son Fransız kıtası kışladan çıktı ve devir teslim töreni yapılarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin 63. Vilayeti olarak Hatay Vilayeti Türkiye’ye katıldı. Türkiye Cumhuriyeti Fransızlar’a bağlı olan şirketleri satın aldı ve Suriye uyruğuna geçmek isteyen vatandaşlarına tercih hakkı tanıdı. Suriye Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti temsilcilerinden oluşan komisyonda bugünkü sınır çizgisi belirlendi.
Atatürk Hatay şehididir. Çünkü sorunun en karıştığı sırada, kendisine hastalığı dolayısıyla doktorların kesin dinlenme ve hep hareketsizlik öğütledikleri bir devrede, 1938’de Mersin ve Adana’da askeri geçit resimlerini ayakta izlemiş ve her türlü dolaşmalarda bulunmuştur. Bu tutum O’nun yaşamını en az bir iki yıl kısaltmıştır. Atatürk Hatay’ı hep Misak-i Milli sınırları içinde değerlendirmiştir. Ankara Antlaşması’nda, Fransa’nın Hatay’ı Misak-i Milli sınırları içersine almaması, Atamızın mücadele azmini arttırmış ve bu hassas konuyu sonuna kadar büyük bir titizlikle takip etmiştir. Cumhuriyet Döneminde kişisel davası haline getirdiği bu mesele üzerine bütün ağırlığını koyarak yürüttüğü aktif politikası ile Hatay’ın önce bağımsız devlet statüsüne, daha sonra da anavatana katılmasında en büyük etken olmuştur.
“KIRK ASIRLIK TÜRK YURDU ESİR KALAMAZ”